Sürdürülebilir moda hakkında bilmeniz gereken 3 şey

Bu kış mevsimi farklı mı geliyor? Dünya biraz değişiyor üzere hissettiriyor, değil mi? Bu yeni yıl ve önümüzdeki on yıla bakmak, rahatsız edici ve korkutucu geliyor…

Dünyanın birçok yerinde durmak bilmeyen öfkeli yangınlar var ve bu durum iklim krizinin geri dönüşü olmayan değişime tehlikeli bir biçimde yaklaşmasına neden oluyor. İklim krizi için bizlere maalesef pek seçenek sunulmadı. Geri dönüşüm yapmamız söylendi, sırf bunun işe yaradığı üzere bir algı oluşturuldu, zira birden fazla vakit kullandıklarımız toprağa gidecek.

Ancak, moda sürdürülebilirliği kelam konusu olduğunda, bize çok karışık sinyaller gönderiliyor. Sürdürülebilir moda; lokal üretim, yeni çıkan dizayncılar, kiralanan giysiler, organik pamuk yahut geri dönüşümlü giysiler manasına mı geliyor? Her şey çok sıkıntı görünüyor ve ayrıyeten tek bir kişi olarak hakikaten ne üzere tesirimiz olabilir?

Kültürü tanımlayan, tüketiciyle yüz yüze olan moda sanayisini kullanarak, moda ve öteki sanayilerin sesini ileriye götürebiliriz. Geçtiğimiz yıl, mevcut tüm araştırmaların üzerine, pamuk tarlalarından, Çin’in iplik ve kumaş fabrikalarına, Bangladeş’in kesim ve dikim fabrikalarına kadar kıyafetlerimizin ömrünü takip etmeye çalıştık. Pek iç açıcı şeylerle karşılatığımız söylenemez lakin artık nitekim güzel haberlere muhtaçlığımız var…

1. İklim değişikliği

Moda tüm sera gazlarının yüzde 8’inden fazlasına neden oluyor ve şayet işler bu türlü devam ederse, 2050 yılına kadar tüm global karbon toplamının yüzde 25’inden fazlası bu dala gidecek.

Giyimimizin tüm hayat döngüsündeki karbon ayakizinin yüzde 75’inden fazlası ipliğin kumaşa dönüştüğü atölyelerde gerçekleşiyor. İşleri açıklığa kavuşturmak için bir şirket, sadece tesislerinin karbon ayakizini düşürüyorsa “sürdürülebilirlik” yapıyor. Bunu yapmak güç ya da uğraştırıcı bir iş değildir; fabrikaları güç tarafından daha verimli hale getirmek ve güç gereksinimini yenilenebilir kaynaklarla değiştirmek kâfi.

1. Emek + Bayan Hakları

İşçilerin genel olarak en çok ilgilendiği mevzu fiyatlardır. Büyük çoğunluğu bayan olan konfeksiyon personelleri, çeşitli nedenlerle, dünyadaki en az fiyatlı işçilerden bazılarıdır. Hazır giysi sanayisi günümüz köleliği ve çocuk personelliği için çok kıymetli bir nokta.

Örneğin, bu ay Hindistan’ın Delhi kentinde 40 konfeksiyon emekçisi, inançlı olmayan çalışma şartları yüzünden can verdi. Modanın bu mevzuyu ele alması için şirketlerin, tedarik zincirinde çalışanlarına ne kadar ödendiğini bildirmeye ve raporlamaya başlaması gerekir. Tekrar, sıkıntı ya da uğraştırıcı bir iş değildir ve şaşırtan bir formda uygulanması son derece ucuzdur. Moda şirketleri bu yaşanılabilir olmayan aylık fiyatların takipçisi olmalıdır. Böylece, örneğin Bangladeş’te yaşanabilir fiyatın aylık yaklaşık 350 dolar olmasına karşın, ayda 80 dolar kazanan bir giysi emekçisinin yaşama hakkını ona geri verebilirler.

1. Sürdürülebilirliğe giden yol

Tüm araştırmaların, gelecek planlarının ve tedbirlerin en kritik noktası bu: Alışveriş. Alışverişin vatandaşlığımızı tabir etmenin, dünyayı ve ekonomiyi daha uygun bir yer haline getirmenin yolu olduğu söylendi. İklim krizi ön plana çıktığında, şirketler satın alabileceğimiz diğer bir eser üreterek karşılık verdiler. Bu eserlere sürdürülebilir moda diyorlar. Fakat bu “sürdürülebilir moda” hala muazzam bir çevresel karbon ayakizine sahip ve birden fazla aslında üstteki iki merkezi mevzuyu ele almıyor.

Ama bunu değiştirebiliriz ve gerçek gücün yattığı nokta burasıdır. Moda, tüketiciye yönelik bir sanayidir ve bu hususta tüketiciler beklentileri konusunda kelam sahibi olma gücüne sahiptir. Bu yüzden, katılmanızı istediğimiz global bir hareket başlatmak istiyoruz. Markaların çevresel maksatlarını bilim ve raporlanan bilgiler ile uyumlu hale getirmelerini ve bu süreçte şeffaf olmalarını talep ediyoruz. Bu çevresel ve toplumsal krizi bir kere ve herkes için çözmenin tek yolu bu, zira firmalar tüketicilerin isteklerini dinlemek durumundalar. Bu 2,5 trilyon dolarlık kesimin paklığında çok değerli bir rol oynayabilirsiniz.