Kahve dünya çapında en tanınan sıcak içeceklerden biridir. Bizi öğlenden sonraları ofiste geçirdiğimiz sakinlikten kurtarır yahut pasta için eksiksiz bir tamamlayıcıdır. Pek çok kahve sever, kahvesiz bir hayat düşünmek bile istemez ve gün boyunca birkaç fincan kahve içer. Ancak günlük kahve tüketimi hakikaten tavsiye edilir mi ve bedenimizi nasıl tesirler?
Kahve evvelden sıhhatsiz kabul edilirdi
Geçmişte, başka şeylerin yanı sıra, kahvenin bedeni susuz bıraktığına dair yaygın bir yanlış kanı vardı. Lakin bu varsayım artık çürütülmüştür: Sıcak içeceğin su atılımını uyardığı doğrudur, lakin bunun olumsuz bir tesiri olması için büyük ölçülerde tüketmemiz gerekir. Profesyonel Dahiliyeciler Derneği’ne (BDI) nazaran, kahve içtikten sonra, bir gün boyunca aldığımız sıvının yüzde 84’üne kadarını atıyoruz. Yani fark çok küçük.
Bunun dışında geçmişten gelen ve kahvenin sıhhate kelamda olumsuz tesirini kanıtlayan birçok araştırma sonucu günümüzde ihmal edilebilir. Zira: Geçmişte, sıhhatsiz beslenme yahut sigara tüketimi üzere sıhhate ziyan verebilecek öteki faktörlere dikkat edilmezdi. Bu nedenle kalp ve damar hastalıkları üzere sıhhat riskleri yanlış bir halde tanınan sıcak içeceğe yüklendi .
Sade kahve sağlıklı mı değil mi?
Öncelikle şunu söylemek gerekir ki kahvenin tesiri herkes için farklı olabilir. Bu nedenle genel olarak içeceğin herkes için sağlıklı olduğu söylenemez. Bununla birlikte, önerilen günlük iki ila dört fincandan fazla olmayan ölçüye bağlı kalırsanız, sıhhat faydaları olumsuzlardan daha ağır basar . Kahve içerdiği kafein nedeniyle bizi uyandırmasının yanı sıra birçok insanda sindirimi de uyarır . Bu sayede kabızlık ve bağırsakların tembelleşmesi üzere bağırsak meselelerinin önüne geçilebilir yahut tedavi edilebilir. Bağırsak aktivitesi ile metabolizma da uyarılır ve bu da daha yüksek kalori tüketimine yol açar .
Üstelik kahvede bulunan kafein, kalp aktivitesini hızlandırır ve içerdiği antioksidanlarla birlikte küçük ölçülerde bile kardiyovasküler sistem üzerinde olumlu bir tesire sahip olabilir ve buna bağlı hastalık riskini azaltabilir. Yapılan araştırmalara nazaran içerdiği antioksidanlar bağışıklık sistemimizi güçlendirebilir ve diyabetin bile kahve tüketimini engelleyebildiği söylenmektedir. Ancak bununla da kalmaz, kahvedeki kafein, yorgunluğumuzdan sorumlu olan bedenin kendi unsuru olan adenosinin yerini aldığından, kahve konsantrasyonumuzu artırır ve beyin gücünüzü geliştirir .
Sütlü yahut sütsüz kahve?
Bununla birlikte, kahvenin sıhhati geliştirici tesirleri, sadece süt ve şeker içermeyen sade kahve ile ilgilidir. Zira bu iki malzemeyi eklerseniz, kahve süratle bir kalori bombası haline gelir ve uzun vadede kilo alımını teşvik edebilir. Ayrıcı şeker, iltihabı körükleyerek ve obezite, karaciğer yağlanması ve diyabet üzere durumların riskini artırarak sıhhatimizi olumsuz tesirler.
Kahvenin olumsuz etkileri
Ancak günde dört fincandan fazla kahve içmemelisiniz, aksi takdirde mide ve bağırsak sıkıntıları, taşikardi, terleme, sinirlilik veya iç huzursuzluk gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Kahveye karşı hassasiyeti olanlar yahut çok ölçüde tüketenler de uyku bozuklukları yaşayabilir. Uyumakta zorlanıyorsanız, öğlenden sonra kahveden kaçınmalısınız. Hamile kadınlar da günde en fazla bir fincan içmelidir, zira çok fazla kahve doğmamış çocukta doğum tartısının azalması üzere komplikasyonlara neden olabilir.
