Düşük, durgun bakışların bir güzellik emaresi olduğunu düşünmüşümdür hep. Lauren Bacall’ın tüm kariyeri bunun üzerine kuruluydu! Gözler önce yere iner, sonra bakış atar ve Humphrey Bogart’ın kalbini delen iki oka dönüşür. Islık çalmayı biliyorsun, değil mi? Bir başka örnekse Zendaya; ünlü yıldızın yer aldığı sayısız reklamda gözleri zarifçe yarıya iniyor. Tyra Banks’in America’s Next Top Model döneminde imzasını attığı, sıradanlığı cazibeye dönüştüren, anlamlı ve hafif kısık bakışlı bu “gözleriyle gülme” ifadesi; geleceğin Christy’leri, Naomi’leri ve Kate’lerine nasihat olarak verildi.
Gözler kalbin aynası derler; aynı zamanda flörtün, bağ kurmanın ve gerek profesyonel gerek kişisel hayatta ciddi iletişimin anahtarıdır. Haliyle geçtiğimiz yaz beklenmedik bir biçimde, insanların göz kapaklarını giderek daha da yukarı kaldırma fikrini sosyal medyada açıkça tartıştığını görmek pek de küçük bir değişim değildi. Düşük göz kapaklarının cazibesine ne oldu? Bu kocaman bakışların albenisi ne?
Bu belki de yeni bir haber değil. Belki de telefon ekranınızın siyah aynasına yüzünüz yansıdı ve biraz… yorgun mu görünüyorsunuz? Bilhassa gözleriniz? Belki de gözlerinizi bir sorun olarak bile görmüyorsunuz ama birazcık, stratejik olarak, hafifçe iyileştirilebilirler mi diye merak ediyorsunuz. Tıpkı benim gibi.
Bunun yalnızca bir sosyal medya komplosu olduğunu düşünmüyorsanız, göz kapağı kaldırma veya blefaroplasti (burun estetiğinin ardından) Amerika’daki ikinci en çok rağbet gören estetik ameliyat türü. Üst blef, üst göz kapağınızdaki fazla deriyi ortadan kaldırırken alt blef göz altı torbalarının çoğunlukla konturlama veya yağ repozisyonu vasıtasıyla tedavisini kapsıyor.
Çift göz kapağı operasyonu olarak bilinen blefaroplasti prosedürü veya üst göz kapağında cerrahi müdahaleyle çizgi eklenmesi; 1896 yılında Kotaro Mikamo adlı Japon bir cerrah tarafından icat edilmiş ve bir süredir Asya’da en sık uygulanan estetik prosedür konumunda. Ameliyat, uzun zamandır Asyalı gözleri daha Batılı görünümlü gözlere dönüştürme girişimi olarak algılanıyor. Ancak Flawless: Lessons in Looks and Culture from the K-Beauty Capital adlı yeni kitabın yazarı Elise Hu’ya göre, prosedürün geliştirildiği dönemde Japonya’da Batı etkisi nispeten azdı. Mikamo da bizatihi amacının “ukiyo-e sanatçıları ve romancıları tarafından yaratılan Japon güzellik ideallerini” taklit etmek olduğunu söylemiştir. Hu’nun bana yolladığı e-postadan alıntı yapmak gerekirse: Mikamo “gözleri ’daha şirin’ görünmeleri için büyütmek istediğini söylemiştir”.
Ameliyatın tarihi hikayesi ne olursa olsun, göz kapağında operasyon isteyen insan sayısı – her kökenden – artıyor. Çift kurul sertifikalı oküloplastik cerrah Robert Schwarcz, son 15 ila 20 yıldır ayda 40 ila 50 blefaroplasti gerçekleştirdiğini ve bunların genellikle 40 yaş ve üzerindeki hastalarda uygulandığını anlatıyor. Ancak son birkaç yıldır, konsültasyon için gelen 30’lu yaşlardaki hastalarda da belirgin bir artış olduğunu ekliyor. Bu durumun, Zoom’daki ızgara tipi görüntülemeyle fazlasıyla ilintili olduğundan şüpheleniyor. “Artık iş yapıyor olmanız gerekirken yüzünüzü iş arkadaşlarınızınkiyle karşılaştırıyorsunuz.” Hollywood’dan bir makyaj sanatçısı arkadaşım, aralarında çok tanınmış yüzlerin de bulunduğu birçok müşterisinin üst göz kapağında belirgin bir gerginlik fark ettiğini söyledi. “Onlara makyaj yapmadığınız sürece fark etmeniz mümkün değil” diyor. “Kısa bir tatile çıktılar ve geri döndüklerinde muhteşem görünüyorlardı.”
Göz kapağının doğal kıvrımının olası yara izlerini kamufle etme eğiliminde olması ve örneğin yüz gerdirme operasyonuna kıyasla istirahat süresinin nispeten kısa olması da bu trendin yükselişine yardımcı oluyor. Beverly Hills’teki muayenehanesini ziyaretim sırasında, oküloplastik ve rekonstrüktif cerrah Kami Parsa, sunduğu hizmetlerde bir yıllık bekleme listesi olduğunu anlatıyor ve şöyle diyor: “İnsanlar gerçekten de operasyon yaptırdıklarının anlaşılmayacağı sonuçlar istiyorlar.” Schwarcz, blef’in “bu dünyaya atılan yavaş bir adıma benzediğini” ve cerrahi kariyerinin ilk yıllarındayken 30’lu yaşlarındaki birine 10 yıl sonra gelmesini söylediğini, fakat bugünlerde istedikleri şeyin ne olduğunu dinlemeye daha yatkın olduğunu belirtiyor. Göz kapağını, gözün çerçevesi olarak tanımlıyor: “Yan yana iki fotoğrafınız varsa ve çerçeveler aynı görünmüyorsa, fotoğraf doğru görünmez.” Parsa’nın “sürekli, yumuşak mekanik travma”, benimse “hayat” olarak adlandırdığım şey – yani makyaj yapmak, makyajı temizlemek, yüzünüzü yıkamak, gözlerinizi ovuşturmak – vücudun bu en ince derisine zarar verebiliyor. Parsa, her türlü yükte olduğu gibi, kimi insanların genetik açıdan buna daha yatkın olduğunu belirtiyor.
Yine de ümidinizi kaybetmeyin: Herkesin göz kapaklarını yaptırmasına gerek yok. Yaptıranlar da cerrahlarını dikkatle seçmeli. Nevada merkezli göz doktoru Emily Schorr’a kulak verin: “En büyük endişe, cerrahların çok agresif davranıp fazla deri ve orbital yağ almaları; bu da göz kapağının kapanmasını kısıtlayarak kuru göz ve oküler yüzey hastalığı ile ilgili sorunlara yol açabilir.” Bu her iki durum da görmeyi ve korneanın sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir ve kalıcı olarak endişeli (ve endişe verici) görünmenize sebep olabilir. Schorr her ne olursa olsun, görüş alanınızı bozan ve gerçekten önemli bir sarkma olmadığı sürece, göz çevresindeki hafif dolgunluğun hoş bir gençlik etkisi kattığını düşünüyor.
Ve bıçak altına yatmak tek seçenek değil. Zira son zamanlarda cerrahi olmayan alternatifler de çoğaldı: ABD Gıda ve İlaç Dairesi onaylı yeni bir reçeteli göz damlası olan Upneeq, blefaroptoz (ya da “pitozis”) tedavisinde kullanılıyor; üst göz kapaklarını çalıştıran kası uyaran bir tür solüsyon içerdiğinden, göz kapağını yaklaşık 4-5 saat içerisinde bir milimetre kadar kaldırıyor. Influencer’lar çoktan denedi ve etkisini coşkulu videolarla takipçileriyle paylaştı. Kan basıncını etkileyebilen ve glokom riskini artırabilen Upneeq için reçete gerekse de reçeteyi internet üzerinden kolaylıkla almak mümkün. Bunu Visine’e yeni bir alternatif; göz açıcı, aydınlatıcı hızlı bir çözüm olarak görmek cazip gelse de Parsa “günlük olarak kullanmayı” tavsiye etmiyor. “Sosyal bir buluşmaya gidecekseniz ve denemek istiyorsanız tabii denenebilir.” (Schwarcz, Upneeq’i jaluzi perdeyi kaldırmaya benzetiyor; çok fazla “malzeme” varsa pek de harika bir etkisi olmadığını söylüyor.)
Tarayıcınızın arama çubuğuna “göz kapağı bandı” yazarsanız; Scotch Tape’e benzeyen ürünlerden Magicstripes’ın makyaj altında kullanılabilen daha zarif şeritleri ile Lids by Design’ın ameliyata şüpheyle yaklaşanlar için geçici bir çözüm olarak sunduğu çift taraflı hipoalerjenik plasterlerine dek, çeşitli seçeneklerin bulunduğu yapışkan alternatifler dünyasıyla karşılaşacaksınız.
Ameliyat konusunda kesinlikle kararsızım ama yeni bir meydan okumaya da hazırım; tam da bu yüzden kendimi banyo aynama doğru eğilmiş, doğru uygulamayı nasıl yapacağımı anlayana kadar serçe tırnağım büyüklüğünde birkaç çıkartmayla uğraşırken buluyorum. Çoğu insanın neden deneyimli, profesyonel elleri tercih ettiğini anlamam uzun sürmüyor. “Nasıl oldu sence?” diye soruyorum göz kapaklarım yapay olarak sabitlenmiş bir şekilde. Gözlerimle (yapışkan) bir gülümseme deniyorum. “Aa!” diyor, gözlerini aniden (doğallıkla) büyüterek. “Her şey… yolunda mı?” Daha sonra bana “uyanık” görünmeme rağmen bakışlarımın “seksi”den ziyade “gergin” hissi verdiğini söyledi. Anlaşılan blef için hazır değilmişim. Görünüşe göre göz kapaklarımı şimdilik oldukları şekilde bırakmam gerekecek. Alexa, “Bette Davis Eyes”ı çal bakalım.
göz estetiği
göz bakımı
