En etkili retinol rutininin bile sınırları olduğundan, kedicik gülüşü ve ısmarlama giysileriyle ünlü bir oyuncu bana beklentilerini anlatıyor. Zira, oyunculuk sektöründe yükselişte olan bir kadının dikkate alması gereken elementler değil, prosedürler de söz konusu.
Yüzü, bu oyuncunun enstrümanı ve her enstrüman gibi bakım gerektiriyor. Fakat “şeytan” dediği dolgu maddelerini kullanmak yerine, Morpheus8 ve Fraxel gibi tedaviler ve lazerlerle yaşlanma sürecini geciktirmeyi hedefliyor. Ardından, 50 yaşına gelmeden, cerrahi bir çözüme yatırım yapmayı planlıyor. Yüzünde muzip bir gülümsemeyle, bunu bir tür doğal yaşlanma olarak değerlendiriyor: Cildi yine kendi cildi, sadece daha az. Şöyle açıklıyor: “Yüz germe operasyonuna dek az bir müdahale yapılacak.”
Şişkin yanaklar, düğme burunlar ve düzleştirilmiş nazolabial kıvrımlarıyla “Instagram yüzü”ne dönüşen çehre her yerde karşımıza çıkmasına rağmen, dolgu maddeleri aslında biraz yeni bir icat. Bahsi geçen oyuncu da bu maddeleri küçümseme tepkisinde yalnız değil. FDA’nın tedavi ve dolgunlaştırma için ilk hayvansal olmayan hiyalüronik asit enjekte edilebilir maddeyi onaylamasından bu yana yaklaşık 20 yıl geçti; ardından doktorlar ve medikal spa yenilikçileri, estetiği sadece yüz implantlarına yaklaşmak için değil çene çizgilerini ve alınları yeniden şekillendirmek için de kullandı. Dolgu, ameliyatsız burun estetiğini mümkün kıldı ve daha ince formüller artık koyu halkalardan sorumlu çukurları düzeltebiliyor. Ancak American Academy of Facial Plastic and Reconstructive Surgery 2022 trend raporunu yayımladığında bulgular, dolgu kullanımının düşüşte olduğunu gösteriyordu: Doktorlar bir önceki yıla kıyasla yüzde 14 daha az enjeksiyon yapıyor, dolgu çıkarma prosedürleri de artıyordu.
Doktor Kami Parsa, enjekte edilebilir maddelerin ortaya çıkışını hatırlatıyor: “Dolgu şirketleri, yaşlanmanın bir hacim kaybı sorunu olduğunu anlatmaya başladılar.” Cilt bakım markası Matter of Fact’in kurucusu, eski K-pop yıldızı Paul Baek de aynı söylemi duymuş. “Klinisyenler bunu, üzümün kırışarak kuru üzüm haline gelmesine ve onu tekrar dolgunlaştırmaya benzetirlerdi” diyor. “Ama tabii ki hepimiz, yüz dediğimiz şeyin üzümden daha karmaşık bir olgu olduğunu biliyoruz.” Yaşlandıkça hacim kaybettiğimiz doğru olsa da, cildimizin dokusu da gelişir: Bazı özellikler gerilerken başkaları daha belirginleşmeye başlar. Bu sorunların tedavisinde dolgu en fazla bir yara bandı etkisi gösterebilir.
“Dolgu yorgunluğu yaşanıyor” diyor Parsa; kendisi Beverly Hills’teki muayenehanesinde, aşırı dolgulu yüzleri tedavi etme konusunda uzmanlaşmış bir isim. Dolguya dair tuzaklar arasında can yeleğine benzeyen yanaklar, sınırlarına dek zorlanmış dudaklar, yaralı doku ve doğal olmayan anatomik oranları çarpıtılmış öğeler yer alıyor. “Yüz gittikçe büyüyor, büyüyor, büyüyor” diyor bahsettiğim oyuncu. Bu değişimi Parsa da görmüş. Bu netice için gerek enjekte edilebilir maddelerin uygulanma temposunu gerekse ilgili moleküler bileşiklerin doğal özelliklerini suçluyor. “Zamanla doku gerilir” diye açıklıyor. “Bu yavaş bir değişim olduğundan [hastalar] farkında bile olmadan ‘dolgu yüzü’ne sahip oluyorlar.” Bir de doğrudan dolguların neden olabileceği ek iltihaplanma konusu var. “Bu, maddelerin doğasında var” diye ekliyor Parsa. Hatta enjekte edilebilir maddelerin lenfatik sistemle bile etkileşime girebileceği teorisini ortaya atıyor.
Yanlış uygulanan dolgu maddesi sonradan çözülebilse de Parsa, bu sürece şüpheyle yaklaşıyor. Mikroplastikler konusunda endişelenen sağlık savaşçıları, medikal estetiğin çöküşünü zerre umursamıyor gibi görünüyor. Tüm bu moleküler yüz dolguları nereye gidiyor? “Bize bu ürünlerin 6 ila 12 ay dayandığı söylenmişti” diyor Parsa. 20 yılın ardından bu konu daha da karmaşıklaştı. Konuştuğum bir plastik cerrah bana, hastalarının gözyaşı oluklarında hâlâ 10 yıllık dolgular bulduğunu söylüyor.
Teknoloji girişimcisi ve iletişimci Brooke Hammerling, “Hiçbir zaman dolgu yaptıran biri olmadım” diyor. 50 yaşındaki Hammerling, pandeminin ortalarında New York’tan Los Angeles’a taşındığında yeni komşularının onun direncini paylaşmadığını fark etmiş. Bunun etkisi sarsıcı olmuş. “30 yaşında da olabilirsin, 65 yaşında da” diyor. “Aradaki farkı anlamak mümkün değil.”
Sarkan cildiyle ilgili bir adım atma kararını verdiğinde, dolgu maddeleri seçenekler arasında bile yoktu. Doktorlar ona; Joan Rivers dönemi prosedürlerinin alametifarikası görünür yara izi veya gergin saç çizgileri olmadan, daha detaylı bir sonuç sağlayan yeni yaklaşımlardan “derin plan yüz germe” için mükemmel bir aday olacağını söylemiş. Yürüttüğü hassas çalışmalarla tanınan, kurul sertifikalı plastik ve rekonstrüktif cerrah Catherine Chang, önceki nesil plastik cerrahlara kıyasla daha kapsamlı bir cephanelikten yararlanıyor. “Altı ya da yedi farklı germe yöntemi var” diye açıklıyor. Derin plan yaklaşımını tercih etseler de hem kendisi hem deneyimli meslektaşları süreci ayrıca özelleştirebiliyor. “Ne kadar kaldıracağız? Hangi vektörde? Sütürleri ne kadar sıkıyoruz? Kulakta hangi gölge noktalarını seçiyoruz? Kesileri nereye yerleştiriyoruz?” diye soruyor. Bu işin sanatsal bir yönü de var ve her doktor bir anlamda kendi imzasını atıyor. Bilim geliştikçe bu prosedürlerin yaratıcı yönü de ön plana çıkma fırsatı buldu.
Cerrahlar, Hammerling’e yüz gerdirme işlemi için başka yerlerde gördüğü üzere 150 bin dolar gibi meblağların şart olmadığını söylediğinde Hammerling kararını verdi. Anestezi altında kalacağından prosedürüne, göz kapaklarındaki fazla deriyi almak için à la carte çift blefaroplasti ekledi. Hammerling, otele benzettiği bir ayakta tedavi merkezinde iyileşme fırsatı buldu; Law & Order izleyip smoothie içti. Komplikasyon yaşamaması sadece iyi şans değildi: Dr. Lara Devgan, hastalarının işlemden iki hafta sonra, biraz şişlik ve morarma olsa da akşam yemeği için dışarı çıkabildiğini söylüyor. (Geçmişte cilt gerdirmenin bedeli en az bir aylık kış uykusuydu.) Altı hafta içinde, projektör ışığı bile dikiş izini göstermiyor.
Hammerling’in geçirdiği operasyonu anlattığı insanlar, onun hâlâ “kendisi gibi görünmesine” takılıyor. Yüz hatları, yüzünün karakteri hâlâ onun. Ve sürekli bakım gerektiren dolguların aksine yüz gerdirme, 10 yıl veya daha uzun süre dayanabilir. Hammerling artık yılda ya da iki yılda bir dermatoloğa yüz muayenesi yaptırmak zorunda kalmayacak. Bu ince dokunuşların kendisini tanınmaz hale getirdiğini fark etmek için ince eleyip sık dokuması gerekmeyecek. Yüz gerdirmenin keyfi tam olarak bu. Ciddi bir adım attı ve işini halletti.
Chang, giderek daha fazla hastasının 40’lı yaşlarında kendisini görmeye geldiğini, ciltleri hâlâ geri döndürülebilirken doğrudan cerrahi seçeneklere yönelmeye kararlı olduklarını anlatıyor. “Gerdirme daha uzun sürüyor ve ilk kez 60’lı yaşlarında gelen hastalara kıyasla daha iyi görünüyor” diyor. Yine de emeklilik sonrası gerdirmeyi tercih edenler bile memnun müşteriler olarak ayrılabiliyor. Susan takma adını kullanacağım, 80 yaşına yeni girmiş bir kadınla telefonda konuşuyorum. Yıllar önce, bir ömür boyu müdahaleden uzak durmaya yemin ettikten sonra boyun germe operasyonu yaptırmaya karar vermiş. “Sonrasında farklı görünecek değildim” diye açıklıyor. “Farklı görünmek istemiyordum. Ama insanlar yenilenmiş göründüğümü düşündü.” Sonuçtan o kadar memnun kalmış ki ilk kez daha fazlasını yaptırıp yaptırmaması gerektiğini düşünmüş. Belki biraz dolgu? Ya da yanakları için bir şey?
estetik