Bugün dünyada tüketilen yiyeceklerin 3’te 1’inin çöpe gittiğini biliyor muydunuz?
Elbette ki gıda tüketiminin canlıların yaşamını sürdürmesinin hayati eylemlerinden birisi olduğunu biliyoruz. Ancak bu oran, çiftlikten tabağınıza ulaşmak üzere yola çıkan, dağıtım sırasında kaybolan veya bozulan mahsüllere; marketlere, restoranlara, okullara veya mutfağınıza ulaştıktan sonra çöpe atılan yaklaşık 1,3 milyar ton meyve, sebze, et ve süt ürünleri, deniz ürünleri gibi karbon salınımı yapan gıdaya eşdeğer olduğu gibi yetersiz beslenmeden dolayı sağlık sorunu yaşayan insanları sağlığına kavuşturmak için yeterli olan gıdaya da tekabül ediyor.
Gıda israfı yalnızca insani bir sorun olarak değil, iklim krizini tetikleyen eylemlerin başını çekenlerden birisi olarak da karşımıza çıkıyor. Tabağımızdaki yiyecekleri israf ettiğimizde, onu yetiştirmek, hasat etmek, taşımak ve paketlemek için gereken tüm enerjiyi ve suyu da israf etmiş oluyoruz. İsraf edilip çöp sahasına giden her gıdaysa çürüyüp küresel ısınmanın başlıca sebeplerinden sera gazı salınımı yapmaya başlıyor. Bu sorunun önüne geçebilmek adına kolektif hareketin yanında bireysel adımlar da izlenebilirse, salınan sera gazlarının yaklaşık yüzde 6 ila yüzde 8’inin azaltılabileceği biliniyor.
Hızla artan dünya nüfusunun beslenmesi hakkındaki endişemiz insanlara daha fazla gıda arz etmek yerine halihazırda üretilen gıdanın doğru tüketimi üzerine farkındalık kazandırmak olmalı. Neyse ki tüketiciler olarak bunun için izleyebileceğimiz iklim dostu adımlar mevcut.
Sürdürülebilir beslenme düzeninizi oluşturun
Markete gitmeden önce bir ihtiyaç listesi hazırlayın: Alışveriş listesi yapmadan veya açken markete gitmek hem gereksiz harcama yapmanıza neden olur hem de israfın önünü açar. Bundan sonra market alışverişinizi haftalık yapmaya ve yiyebileceğiniz kadarını taze tüketmeye özen gösterin.
Modern insanın kurtarıcısı dondurucular
Taze besin tüketmenin sağlığa pek çok faydası bulunsa da onları uzun süre saklamak mümkün olmadığından çabucak çürüyüp çöpü boylayabiliyorlar. A sınıfı enerji tasarrufu yapabilme özelliği bulunan dondurucular bu konuda iklim dostu kurtarıcımız olarak bizi selamlıyor. Yiyecekleri bu sayede uzun süre saklayabilmek, onları çöpe atmak zorunda kalmamak adına harika bir yol.
Artan yemekleri değerlendirin
Haftalık market alışverişinize çıkmadan önce elinizde bulunan yiyecekleri nasıl değerlendirebileceğinizi düşünün. Örneğin, artan meyvelerin kabuklarından şekerleme vb. atıştırmalıklar yapabilir; dünden kalan yemeği börek içi olarak kullanabilir, bozulmak üzere olan sebze ve meyvelerden reçel, sos, smoothie gibi lezzetli tarifler deneyebilirsiniz. Meyve ve sebzelerin kararmış olması gözünüze güzel görünmese de lezzetli tariflerde yer alamayacakları anlamına gelmez, onlara bir şans daha verin.
İklim dostu sürdürülebilir beslenmenin ipuçları
1. Proteininizin çoğunu bitkilerden almayı hedefleyin
Eğer protein ihtiyacınızı çoğunlukla hayvansal gıdalardan karşılıyorsanız bunu yavaş yavaş azaltmayı göz önünde bulundurun. Beslenme uzmanlarına göre günde 125 gram kuru fasulye, mercimek, bezelye gibi baklagillerin yanında en fazla bir porsiyon süt ürünü ve 1 porsiyon beyaz et, yumurta veya kırmızı et tüketmek günlük protein ihtiyacınızı karşılayan sürdürülebilir bir seçim olabilir.
2. Sürdürülebilir şekilde üretilen gıdaları satın alın
Yenileyici tarımı kullanarak çiftlik ekosisteminin dengesini korumaya özen gösterip toprak sağlığını gözeten üreticilerin ürünlerini tüketmeye gayret edin. Sürdürülebilir tarımı destekleyen çiftlikler, zararlı böcek ilaçları ve gübrelerden kaçınarak topraktaki organik besin değerlerini sabote etmemeye özen gösterdiği için iklim dostu beslenmenin destekleyicisi konumunda yer alıyor.
3. Kendi yemeğinizi kendiniz pişirin
Annelerimizin bir bildiği varmış meğer. Evde pişirilen yiyecekler herhangi bir restorandan veya fast food zincirinden satın alınan yiyeceklerden daha besleyici bir tercih oluyor. Ayrıca kendi yemeğinizi pişirmenin gıda üretimi için gereken kaynak ve iş gücünü azaltması bakımından sürdürülebilir bir eylem olduğu söylenebilir.