Uykusuzluğun gündelik hayatı sekteye uğrattığını biliyorsunuz. Zihnin karar verme mekanizmasını altüst ettiğini ve bir nevi zombi etkisi yarattığını da. Peki ya yüksek tansiyon, diyabet, depresyon ve hatta kalp rahatsızlıkları gibi kronik ve akut hastalıklara da yol açabildiğini söylesek size, ne dersiniz? Gerçek şu ki, yaşam kalitesini fazlasıyla düşürdüğü halde çoğu zaman göz ardı edilen, geçiştirilen bir sağlık sorunuydu uykusuzluk; ta ki, pandemi döneminde kronik bir boyuta evrilene dek. O günden bugüne büyük yol kat ettik. Uykusuzluğun ardındaki anksiyeteden sirkadyen ritim düzensizliğine türlü tetikleyici unsurlara çeşitli çözümler geliştirdik geliştirmesine ama partnerimizin horlaması, uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu veya yatağın üçte ikisini kaplayacak şekilde sere serpe yayılmasından süregelen uykusuzluğa, gece yarısı pılı pırtıyı toplayıp salona taşınmaktan öte çare geliştiremedik. Şimdilerdeyse, pek yeni sayılmasa da yaygınca benimsenişiyle wellness dünyasında yer edinen bir fenomenle karşı karşıyayız. Zira, aynı yatakta uyumakta zorlanan çiftler arasında hızla yükselen, yalnızca yaşça büyük değil, genç neslin ve hatta uzman psikologların da tasdiklediği bir eğilim, Sleep Divorce. Türkçe’ye “Uyku Boşanması” olarak çevrilebilen terim, kaliteli uykunun fiziksel, zihinsel ve hatta ruhsal sağlığa katkısını baz alıyor; üstelik, ikili ilişkileri de daha sağlıklı bir çıtaya taşımayı hedefliyor.
“Bugün uykusuzluktan yakınan ve ayrı uyumayı tercih eden pek çok çiftin, faydalarını fark edip bunu bir nevi yaşam stiline dönüştürdüğünü görüyoruz” diyor İngiltere merkezli uyku uzmanı Dr. Nerina Ramlakhan. Tired But Wired: How to Overcome Your Sleep Problems adlı kitabın yazarına göre, yatakları ayırmak ilişkinizde bir şeylerin ters gittiği anlamına gelmiyor: “Kulağa garip gelse de, endişelenecek bir durum değil. Zira, birlikte uyuyamıyorsanız, kendinizi aynı yatakta uyumak için baskı altında hissetmeniz, ilişkiye zarar verebilir. Üstelik, uykusuzluğun getirdiği gerginliğe nazaran kaliteli bir uyku seansı sonrası çiftlerin iletişiminin geliştiği; birbirlerine daha pozitif ve yapıcı bir enerjiyle yaklaştıkları bir gerçek.” Özellikle, değişken çalışma ve uyanma saatleri söz konusuysa, örneğin; çiftlerden biri ertesi sabah önemli bir aktiviteye hazırlanmak zorundaysa veyahut hastaysa ve sessizliğe ihtiyaç duyuyorsa, ayrı yataklarda uyumak zindeliğiniz açısından fayda sağlayabilir.
Çiftlerin ayrı yataklarda uyumasının bir diğer getirisi, tutku ve özlem duygularını körüklemesi. Psikologlara göre aynı evi paylaşan çiftler birlikte geçirilen zamanı hafife alabildiğinden; yatakları ayırmak, partnerlerin birbirine karşı tutkusunu ve heyecanı canlandırmak için müthiş bir fırsat. Bu düzenin çiftlerin duygusal anlamda yakınlaşmasına yardımcı olması da mümkün. Zira, daha kaliteli bir uyku demek, gün boyunca kendinizi daha iyi hissetmeniz demek. Sleep Divorce ile kendinizi partnerinizle daha kaliteli vakit geçirirken bulmanız ve dahası iyi bir gece uykusundan gelen ekstra enerjiyi cinsel aktivitelerinize aktarmanız mümkün.
Yarım milyona yaklaşan TikTok paylaşımlarıyla da fenomene dönüşen Sleep Divorce’un romantik ilişkilere katkılarına henüz ikna olmayanlar da var. “Yatak, çiftlerin özel ve samimi tartışmalar yapabildiği bir alan” diye giriyor söze, ilişki terapisti Hilda Burke ve ekliyor: “Ayrı yatmak sizi bu kutsal zamandan mahrum edebilir. En aşikar olumsuzluk ise cinsel ilişkinize oluşturduğu risk. Zira, partnerinizin yanında yatmadığınızda, yanınızda fiziksel olarak bir beden, uyarıcı bir unsurdan yoksun kalacaksınız. Elbette, bu da cinsel ya da fiziksel bir bağ kurmak için daha çok çaba harcamanız gerektiği anlamına geliyor.” Londra merkezli psikoterapist, ayrı odalarda uyurken aktif bir cinsel hayata sahip olmak için farklı çözümler geliştirmenizi öneriyor ve uyarıyor: “Her iki partner de birlikte olmak için çaba göstermezse, ilişkiler beklenmedik bir şekilde sona erebilir.”
Kimine göreyse, ayrı odalarda uyumak partnerinizle samimiyetinizi etkileyecek diye bir kaide yok. “İnsanların endişelendiği unsur, bunun gerçek bir boşanma ya da ayrılığa yol açıp açmayacağı” diyor New York merkezli klinik psikolog Shelby Harris. “Bu riski minimize etmek çok kolay. Ayrı yatak odalarınıza gitmeden önce, evde birlikte kaliteli vakit geçirebileceğiniz ortak bir alan belirlemeniz ve birbirinize bu alanda düzenli olarak zaman ayırmanız yeterli.”
Ancak uzmana göre Sleep Divorce’a yeltenmeden önce dikkat etmeniz gerekenler var. Zira, trendin ilişkinize fayda sağlayabilmesi için partnerinize yaklaşımınız çok önemli. “Öneriyi oldukça bilinçli şekilde birlikte yapmalısınız. Partnerinizin karşısına geçip; ‘Çok horladığın için yatağımı ayırıyorum’ veya daha beteri, ‘Git, başka bir yerde uyu’ tadında ani reaksiyonlar kavgalara sebebiyet verebilir.” Konuyu gündüz, her iki partnerin de zinde olduğu, iyi hissettiği sakin bir ortamda açmanızda fayda var. Öte yandan, yatakları ayırmaya henüz hazır değilseniz, uyku sorunlarınıza farklı çözümler geliştirebilirsiniz. Geceleyin açıkta kalmayı önlemek için ayrı yorganlarla uyumak veya yüksek sesli horlamayı bastırmak üzere beyaz gürültüden yardım almak, pratik çözümlerden. İşe, birinizin erken kalkması gerektiği gecelerde yatakları ayırarak veya yalnızca belirli gecelerde birlikte uyuyarak başlamanız da mümkün. Sağlıklı bir ilişki için her iki partnerin konforunu gözeterek birlikte çalışın ve yaratıcı çözümlerden korkmayın, yeter.